23 Ekim 2015 Cuma

GÜN OLUR ASRA BEDEL-Gün Uzar Yüzyıl Olur




Kitabın Adı: Gün Olur Asra Bedel
Yazarı: Cengiz Aytmatov
Yayınevi: Ötüken Yayınları
Sayfa Sayısı: 426

Yorumum:

Yine Cengiz Aytmatov yine etkileyici bir roman.

Bu yazarın bütün kitapları film yapılsa keşke:(

Ne güzel de isim vermişler kitaba; bir gün bütün kitabı oluşturmuş, o gün asra bedel olmuş…
Kitap ilk olarak “Gün Uzar Yüzyıl Olur” ismiyle basılmış.

Aytmatov bu kitapta ayrıca ütopya oluşturmuş… (Başka gezegenlerden başka canlılardan bahsedilmiş)

Bu kitabın içinde bazı siyasal terimler bulunduğundan Sovyet baskısı yüzünden içinden bazı bölümler çıkarılmıştır.

Mesela daha önce okuduğum “Cengiz Han’a Küsen bulut” romanı bu kitapta yer alması gerekirken yayınlanmamış, daha sonradan kitap haline getirilmiştir.
Bu kitabı da bu linkte yorumlamıştım.

Kitaptaki Mankurt efsanesini daha önce duymuştum fakat yer yer unutmuşum, tekrar okuyunca çok etkilendim.

NE BİLEYİM YA, BEN BU YAZARI ÇOK SEVİYORUM.

AYTMATOV kitaplarında size sıkılmama garantisi veremem. Sıkılabilirsiniz ama ne okuduğunuzu bilirseniz de çok şey öğrenirsiniz.


Kitabı tavsiye eder miyim?

Tabiki okuyun.

Neden?Çünkü o bir AYTMATOV kitabı. Başka söze gerek yok:)


ARKA KAPAK YAZISI

Yürek paralayan, tüyler ürperten bir haykırış.... Geçmiş, bugün ve yarın; bilim-kurgu, gerçek ve efsane bir arada gözler önüne serilir... Derin ve temiz aşklar, efsane ve masallar, KGB'nin acımasız uygulamaları, okuru heyecandan heyecana sürükler. Birbirinden ilginç ve sürükleyici konular ustalıkla bütünleştirilerek sunulur. "Mankurt hikâyesi bu eserle kültürümüze mal edilir. Yedigey, ölen emektar arkadaşı Kazangap'ın cenazesini mezarına götürürken, kendisinin ve milletinin geçmişini, acı-tatlı, düşündürücü yanlarıyla bir bir gözlerinin önünden geçirir. O gün "asra bedel bir gün olur.

Kitaptan Alıntılar

.. Demek ki insanın beyni bir dakika düşünmeden duramıyor, o garip

başı öyle yaratılmış ki istese de istemese de düşünceler ard arda
geliyor, bir düşünceden öbürü doğuyor, herhalde ölünceye kadar böyle
devam ediyor bu…” 
Yola çıktıkları andan beri, denizin dalgaları gibi

birbirini kovalayarak basını dolduran anılar ve düşünceler karsışında işte böyle bir keşif yapmış oldu.



20 Ekim 2015 Salı

BAŞUCUMDA MÜZİK



Kitabın Adı: Başucumda Müzik
Yazarı: Kürşat Başar
Yayınevi: Everest Yayınları
Sayfa Sayısı: 440
Basım: 2006

Yorumum:


Merhabalar Canlar:)

Bu kitaba uzun yorum yapamayacağım ancak etkilendiğim kadarıyla yorum yapabilirim çünkü.

Evet bu kitapta beni etkileyen tek şey vardı: Kürşat Başar’ın bir kadının içini bu kadar güzel yansıtabilmesi. Zira kitap bir kadının ağzından yazılmış. 

Kitap aşk kitabı, farklı bir konusu olmamakla beraber, genelde olaylardan ve diyaloglardan çok duygular derinlemesine yazılmış.

Dönemin dış işleri bakanı Fatin Rüşti Zorlu ile sevgilisi Vesâmet hanım ın hikâyesinden uyarlanmış olduğu söyleniyor.

Kitabı tavsiye eder miyim?

Akıcı aşk kitabı okumak isteyenler için güzel bir tavsiyedir.

İyi Okumalar:)


ARKA KAPAK YAZISI


"Eğer, hayatımızın bir an'ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim. Biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken… Öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk gün… Herkes âşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu. Ama aslında bu kadar basitti işte: Birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan âşıksın."

14 Ekim 2015 Çarşamba

Oğullar ve Rencide Ruhlar- Kitap Yorumu




Kitabın Adı: Oğullar ve Rencide Ruhlar
Yazarı: Alper Canıgüz
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 204
Basım: 2004


Yorumum:

Selam Arkadaşlar...


Bu kitabı merak ediyordum içinde felsefi şeylerin olması nedeniyle, ama niyeyse kitapçıya gittiğimde almak hiç aklıma gelmiyordu. Sonunda kalın kitaplarımın arasına sıkıştırmalık ince bir kitap ararken denk geldim ve aldım.

Bi kere ben içinde küçük çocuklar olan ve çocuğun hislerini barındıran kitaplara bayılırım.

Kitap o kadar tatlı başlıyor ki:


"Beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürüme başlar.
Ben Alper Kamu, birkaç ay önce beş yaşına bastım. Doğum günüm yaklaşırken vaktimin büyük kısmını pencerenin önünde, dışardaki insanları izleyerek geçiriyordum. Hızlanarak, yavaşlayarak, türlü sesler çıkararak ve bir yerlere bakarak yaşayıp gidiyorlardı. Bir gün onlardan biri haline geleceğimi düşünmek beni hasta ediyordu. Ne yazık ki bundan kaçış yoktu. Zaman acımasızdı ve ben hızla yaşlanıyordum."

Böyle başlayan bir kitabı çok merak ettim ve büyük bir hevesle okumaya başladım.
Kitaptaki ana kahramanımız Alper tam anlamıyla fırlama bir çocuk, ve kitabın içinde ciddi anlamda çok güzel alıntı yapılacak cümleler var,

AMA:

Şimdi affetmeden eleştiriye geçiyorum;

Şimdi kitabı okumayanlar bilmez tabi ama 5 yaşında bir çocuğun ağzından yazılmış bir kitap.

1- Yahu bir çocuk zeki olsun, aşırı zeki olsun, o da yetmesin Einstain falan olsun yine de kitaptaki cümleleri kuramaz.

2- Hadi diyelim çocuğun içine uzaylı girmişte o cümleleri kurabiliyor, 5 yaşındaki bir çocuk, etrafındaki büyükleri tarafından 50 yaşındaki adam gibi bu derece ciddiye alınmaz.

3- Çocuğun ağzından o kadar ukalaca sözler çıkıyor ki ilk başta çok sevimli bulduğum çocuğu sonradan sevesim değil boğasım geldi.

4- Keşke çocukların masumiyetine daha çok yer verilseydi.

5- Kitaptaki göndermeler biraz acemice geldi. 


Tavsiye eder miyim?

Ederim. 

Neden?

Çünkü kitap 5 yaşında bir çocuğun ağzından değil de 12-13 yaşlarda bir çocuğun ağzından yazılsaydı kitabı severdim.

İkinci neden ise yukarıda belirttiğim gibi kitabın içinden sağlam alıntılar çıkarabilirsiniz. 

İYİ OKUMALAR:)

ARKA KAPAK YAZISI


"Beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürüme başlar.
Ben Alper Kamu, birkaç ay önce beş yaşına bastım. Doğum günüm yaklaşırken vaktimin büyük kısmını pencerenin önünde, dışardaki insanları izleyerek geçiriyordum. Hızlanarak, yavaşlayarak, türlü sesler çıkararak ve bir yerlere bakarak yaşayıp gidiyorlardı. Bir gün onlardan biri haline geleceğimi düşünmek beni hasta ediyordu. Ne yazık ki bundan kaçış yoktu. Zaman acımasızdı ve ben hızla yaşlanıyordum.
Hayatımdaki tek iyi şey artık anaokuluna gitmek zorunda olmayışımdı. Zarardan kâr. Uzun süre annem ile babama anaokulunun bana göre bir yer olmadığını anlatmaya çalışmıştım aslında. Bütün rasyonel dayanaklarıyla. Hiçbir işe yaramamıştı maalesef. İlla ki uykumda kan ter içinde tepinmek, servis minübüsü kapıya geldiğinde küçük çaplı bir sinir krizi geçirmek gibi yöntemlere başvurmam gerekecekti derdimi anlamaları için. Kepazelik. İnsanı kendinden utandırıyorlardı."





5 Ekim 2015 Pazartesi

Gökyüzünde Yıldızlar Parladıkça - Kitap Yorumum


Kitabın Adı: Gökyüzünde Yıldızlar Parladıkça
Yazarı: Kristin Harmel
Yayınevi: Martı Yayınları
Sayfa Sayısı: 512
Basım: 2013

Yorumum:

Selamlar Arkadaşlar…

Bu kitabı internetten alışveriş yaparken diğer kitapların arasında çerez olarak almıştım. Kapağı çok sevimliydi,  kısaca konusuna baktım ve sipariş verdim.

Kitap aynen tam da benim mantığıma uygun çerez kitaplar arasında yer alıyor. 

36 yaşında aile yadigari pastane işini üzerine almış olan ana karakterimiz Hope, annesi öldükten sonra, alzheimer olan anneannesini kaldığı huzurevinde daha sık ziyaret etmeye başlar. 
Fakat anneannesi Rose gittikçe geçmişini unutmaya başlamıştır. Rose'un daha önce kimselere anlatmadığı hikayesini araştırmak için Parise doğru yola koyulan Hope, anneannesinin acı geçmişi ve yaşadıkları karşısında duygu yüklü bir yolculuğa çıkmıştır.

Paristeki yahudilerin nasıl katledildiğini ve anneannesinin ailesinin başına neler geldiğini araştırır.



Aynı zamanda dinler arası iletişim ve kardeşlik bağları işlenmiş bu kitapta.


Yıldız Turta Tarifi 

Birde bölüm başlarında verilen pasta kurabiye vs. tarifleri var ki bunlarda kitabı şirin mi şirin yapmış. Pasta yapmayı sevenler bu tarifleri evlerinde uygulayabilirler:)


Tavsiye eder miyim?

Çerez olarak tavsiye ederim ayrıca bilgi de veriyor.


Arka Kapak Yazısı


Umuda her zaman açık bir kapı bırak...

Küçük, sevimli pastanesinde dünyanın en leziz turtalarını satarak insanları mutlu eden Hope, güçlü görüntüsünün ardında kırılgan kalbi olan yalnız bir kadındır. Kızı ve büyükannesiyle çevrili küçük dünyası, bir gün kendisinden istenen son bir dilekle tamamen değişir.

Ona verilen bir isim listesiyle Amerika'dan büyülü şehir Paris'e doğru yolculuğa çıkan Hope, bu sayede büyükannesinin Nazi kamplarında yitirdiği geçmişinin izlerinde duygu yüklü bir gezintiye başlar. Anılarında kaybolmuş yüzleri tekrar görebilmek umuduyla hayata sımsıkı sarılan bu güçlü kadının başından geçenleri okumak, insanı mucizelerin yaşamın büyülü parçaları olduğuna inandırıyor.

Kitaptan Alıntılar





Puanım: 6/10
Çok keyifli okumalar:)))